29 Ekim 2012 Pazartesi

HAFTANIN FİLMLERİ 19 EKİM 2012

1-UYARSIZ ŞİDDET
2-DEHŞET KAPANI
3-KARANLIK GÖLGELER
4-SAĞ SALIM
5-MADAGASKAR 3
6-SOĞUK İNTİKAM
Bir parti çıkışı David, hoşlandığı Emily’yi eve bırakmayı teklif eder. Corey ile birlikte üçü yolda giderlerken para çekmek için bir ATM’ye uğrarlar ve tam yola devam edecekleri sırada esrarengiz bir adamın dışarıdan onları izlediklerini fark ederler. Yüzü görünmeyen adamın görünüşünden tedirgin olan 3 arkadaş dışarı çıkmakta tereddüt ederler ve o dakikadan sonra içinde bulundukları ATM kulübesine kilitli kalarak ardı ardına işlenen cinayetlere tanık olurlar. Kaçma çareleri aradıkça daha çok tuzağa düşeceklerdir...
5 kafadar arkadaş tatile çıkar ve ormanın derinliklerinde terk edilmiş kulübe bulur. Başta her şey normal gibi görünür, göle girer, parti yapar ve eğlenirler. Fakat bu kulübede ters giden bir şeyler olduğunu fark etmeleri uzun sürmeyecektir... 
The Cabin in the Woods, daha önce Canavar (Cloverfield) filminin senaryosuna imza atan, Buffy the Vampire Slayer ve Lost gibi büyük televizyon yapımlarının yazarlığını ve ortak yapımcılığını yürüten Drew Goddard'ın sinemadaki ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi. Filmin senaryosuna da Goddard ile gene televizyon camiasının yakından tanıdığı bir isim olan Joss Whedon imza attı. Başta klasik bir korku-gerilim hikayesi gibi görünen filmin yurt dışı seyirci ve eleştirmen notunun oldukça yüksek olduğunu belirtelim. Şimdiye kadar sınırlı festival gösterimi yapılan film vizyon için gün sayıyor.
1960'lı yılların popüler gotik-gerilim dizisinden uyarlanan film, zengin ve çapkın vampir Barnabas Collins'in cadılar, hayaletler ve canavarlarla dolu karanlık dünyasını beyazperdeye taşıyor. Barnabas muhteşem bir hayat sürerken, kıskanç bir cadı tarafından lanetlenerek kontluğu elinden alınan ve 200 yıl kadar toprak altında, tabutta kilitli kalan bir vampirdir. 1972 yılında kopan bir fırtına onun da tabutunu yeraltından çıkartır ve meraklı köylüler sayesinde artık özgür bir vampirdir. Makamını ve intikamını almak için yaşadığı malikaneye geri dönen Barnabas, bildiği, tanıdığı her şeyin, içinde yaşadığı zamanın değiştiğini keşfedecektir. Yeni ailesine ve hayatına uyum sağlamaya çalışırken aklındaki tek hedef onu lanetleyen cadıdan intikamını almaktır... 
Gene bir Tim Burton-Johnny Depp ortaklığının ürünü olan projede yönetmenin favori oyuncularından olan Helena Bonham Carter, Eva Green, Michelle Pfeiffer ve Jackie Earle Haley göze çarpan diğer isimler.
Salim hem ölümden hem de ölülerden çok korkan, saf bir Anadolu köylüsüdür. Ekmeğini taştan çıkartır; köyden kasabaya kamyonetiyle mal taşıyarak üç beş kuruşla hayatını döndürür. Fakat kabus gördüğü bir gecenin sabahında köy muhtarı kendisinden Mersin'den Sivas'a bir cenaze taşımasını rica eder. Başta çok isteksiz olsa da muhtarın ısrarı kıramaz ve komedi dolu yolculuk başlar...
Yapımcılığını, yönetmenliğini Ersoy Güler'in üstlendiği filmin yazar kadrosunda Güler'in yanı sıra Alper Erze, Korhan Uğur, Şeyda Delibaşı isimleri yer alıyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise Burçin Bildik, Fulya Zenginer, Alper Saldıran gibi isimler yer alıyor...
Geri dönüyorlar! Aslan Alex, Zebra Marty, Zürafa Melma ve su aygırı Gloria gene ortalığı birbirine katacaklar. Polise yakalanmadan evleri New York'a geri dönebilmek için çareyi gezici bir sirkin gösteri ekibine katılmakta bulurlar. Alex'in amacı mümkün mertebe fark edilmeden eve dönmekken, bu ekiple işi oldukça zordur. Avrupa turnesi şüphesiz ki oldukça renkli geçecektir! 
İlk iki filmle çocuk seyirci kitlesini kalbinden vuran ama ebevyenleri de sinemaya çekmeyi başaran serinin üçüncü filmi Madagaskar 3 iki yıl sonra yeni maceralarla sinemalara geri dönüyor. 
Noah Baumbach'ın senaryosunu kaleme aldığı yapım, serinin ilk iki filminin de yazarlığını yönetmenliğini üstlenen Eric Darnell'in rejisiyle kotarılmış.
Çete üyeleri tarafından John Mason (Slater) ‘un babası maskeli haydutlarca vurularak öldürülmesiyle, Mason onu öldürenlerin izini sürmek için gözü karamış bir şekilde haydutları aramaya başlar.. Bu arayışı sırasında, John ‘un en iyi arkadaşının taparcasına sevdiği azimli ve güzel bir kadın olan Alice’e kendini kaptırmasıyla korkunç bir aşk üçgenin içinde bulur

HAFTANIN FİLMLERİ 05 EKİM 2012

1-PROMETHEUS
2-AŞK VE PARA(One for the Money)
3-DİKKAT BEBEK VAR(What To Expect When You're Expecting)
Tekrar bilim-kurgu türüne dönüş yapan kült yönetmen Ridley Scott'ın önderliğinde Alien'ın köklerine yapılan bu yolculuk, hayatın başlangıcına dair araştırma yürüten bir ekibin evrenin en karanlık noktasında yaşadıkları maceralara odaklanıyor. Ekibin insanoğlunun geleceğini korumak adına girdiği bu savaş, her şeyin sonu olabilir...
Çekimleri gizlilik içinde yürütülen filmin orijinal hikâyesi Jon Spaihts tarafından yazıldı ve daha sonra Lost'un yaratıcısı Damon Lindelof'un elinden geçti. Kadrosuyla göz dolduran Prometheus'un Alien efsanesiyle aynı DNA'yı taşıdığını, fakat seriden tamamen bağımsız olduğunu belirtelim...
New Jersey’li Stephanie Plum kocasından yeni ayrılmış, işsiz, parasız ve arabasını borca kaptırmış bir kadındır. Kendi ayakları üzerinde durup, maddi durumunu düzeltmeye kararlı olan Stephanie kendisini işe alması için bir tahsilat şirketinde çalışan kuzenini ikna eder. Fakat daha ilk görevinde, lise yıllarında kısa süreli bir ilişki yaşadığı şimdiyse cinayet zanlısı olarak gösterilen Joe Morelli ile karşı karşıya gelir. İşin detaylarını öğrendikçe Morelli'nin haksız yere suçlandığına inanmaya başlar, bu arada ailesi işlerine burnunu sokar, geçmişte küllenen duyguları yeniden harekete geçer. Stephanie Plum için bu yeni kariyerini idare etmek sandığı kadar kolay olmayacaktır... 
Grey's Anatomy, Weeds, Samantha Who? gibi popüler Amerikan dizilerinin yönetmenliğini de yapan Julie Anne Robinson'ın yönetmenliğinde çekilen film başrollerinde güzel yıldız Katherine Heigl ve Jason O'Mara yer alıyor.
Doğumlara çeyrek kala yolları kesişen 5 çift aynı dönemlerde bebek beklemenin heyecanını ve sevincini yaşarken, hamilelik sürecinin sıkıntılarına beraber göğüs geriyor, en mutlu anlarına beraber şahit oluyorlar. Ve bu süreç hepsine şunu öğretiyor: sen ne kadar plan yaparsa yap, hayat en beklenmedik şeyleri önüne koyar! 
Film, Heidi Murkoff’un kaleme aldığı ve dünya çapında çok satan kitaplar arasında gösterilen "Bebeğinizi Beklerken Sizi Neler Bekler" adlı kitaptan Shauna Cross ve Heather Hac tarafından uyarlanmış. En son 2009'da çektiği ve Robert De Niro'nun başrolde olduğu Herkesin Keyfi Yerinde (Everybody is Fine) ile kamera arkasına geçen Kirk Jones'un yönetmen koltuğuna oturduğu bu romantik komedide Elizabeth Banks, Brooklyn Decker, Genesis Rodriguez, Jennifer Lopez, Dennis Quaid, Cameron Diaz, Anna Kendrick gibi yıldızlar bir araya geliyor.

4 Ekim 2012 Perşembe

HAFTANIN FİLMLERİ 29 EYLÜL 2012

1-SİYAH GİYEN ADAMLAR 3(Men in Black 3)
2-PİRANA 3 DD(Piranha 3DD)
3-ÖLÜMCÜL DENEY LANETLİ ULUS(RESIDENT EVIL DAMNATION)
Ajan J, Ajan K'yı bulmak için zamanda geriye gittiği, uzun bir yolculuğa çıkacaktır. Zira dünyanın sonunu getirebilecek bir seri olayın fişeği ateşlenmiştir. Ajan J, zamana karşı şimdi her zamankinden daha hızlı hareket etmelidir...
Oyuncu Will Smith ve yönetmen Barry Sonnenfeld Siyah Giyen Adamlar efsanesini yeniden canlandırmak için üçüncü kez bir araya geliyorlar. Gezegenimizi bir kez daha düşmanlardan kurtaracak çok gizli devlet örgütlerinin dünyasına iniyoruz. Ayrıca serinin üçüncü filmi bu kez 3 boyut teknolojisinin olanaklarından sonuna kadar faydalanıyor.
Başrollerde Will Smith'e eşlik eden isimler ise Tommy Lee Jones, Josh Brolin ve güzel yıldız Emma Thompson...
Her yıl Bahar Tatili'nde Victoria Gölü'nün nüfusu 5,000'den 50,000'e fırlar. Kasaba güneşlenmek, eğlenmek ve bol bol içki içmek isteyen insanların akınına uğrar. 
Ama bu yıl, bu küçük kasabada, kasaba yerlilerinin sarhoşlarla ilgili şikâyetlerinin yanına bir yenisi daha eklenecek. Yeni bir dehşet dalgası Victoria Gölü'nde açığa çıkmak üzere. Gölde insan yiyen balıkların ortaya çıkmasından sonra bir grup yabancı, bölgenin keskin dişli yeni sakinlerine balık yemi olmamak için bir araya gelecek ve dehşet saçan canavarlara karşı işbirliği yapacaklardır.
serinin oyunlarına daha uygun olan CGI filmlerle karşımıza çıkmaya devam ediyor. Son olarak 2008 yılında Resident Evil: Degeneration ile karşılaşmış ve ikinci oyun sonrasında Leon ile Claire'i tekrar bir arada izlemiştik. Capcom bugün yaptığı açıklama ile yeni bir CGI film projesini daha duyurdu.Degeneration'dan sonraki konuları anlatacak olan filmin adı ise Resident Evil: Damnation olacak. 2012 yılında Japonya'da çıkacak olan filmde gene Leon S. Kennedy'i ana karakter olarak göreceğiz. TGS 2010'da yeni bilgilerine kavuşmayı umduğumuz film ayrıca 3D olarak çıkacak.

HAFTANIN FİLMLERİ 28 EYLÜL 2012

1-LİSELİ POLİSLER(21 Jump Street)
2-AMERİKAN PASTASI BULUŞMA(American Reunion)
3-ARAMIZDA BEBEK VAR(A Happy Event)
4-Flynn Olmak(Being Flynn)
5-CİNNET GECESİ(The Incident)
6-AŞKI ARARKEN(Shopgirl)
Polis okulundan yeni mezun olan iki arkadaş, Schmidt ve Jenko kılık değiştirerek bir liseye stajyer polis olarak alınırlar. Buradaki görevleri liselilerin karıştığı alkol, uyuşturucu vb. suçlarını izlemek, rapor etmek ve engellemekken,her ikisi de liseli olmanın cazibesine kendilerini kaptırırlar. Zira kendi ergenliklerinde üstlerinden atamadıkları sorunların devam ettiğini de keşfedeceklerdir.
1999'un çılgın üniversite gençleri şimdi aileleriyle birlikte geri dönüyor! "En lezzetli dilimi en sona ayır" mottosuyla geri dönen Amerikan Pastası serisinin son filminde ilk filmden bu yana aralıksız seyrettiğimiz Jason Biggs, Alyson Hannigan, Eugene Levy ve Seann William Scott'ın yanı sıra ilk iki filmdend hatırladığımız Tara Reid, Shannon Elizabeth ve Chris Klein gibi isimler kadrodaki yerini almış görünüyor. Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini ise ikinci uzun metrajlı işine imza atan Jon Hurwitz ve Hayden Schlossberg ikilisi üstleniyor. Film ülkemizde 6 Nisan 2012'de gösterime girecek...
“Hayatımı tepetaklak etti, köşeye sıkıştırdı beni, sınırlarımı zorladı... Dibine kadar kendimden vazgeçmeyi, şefkati ve fedakârlığı öğretti bana. Peki, annem bana bunları niye hiç anlatmadı? Niye kimse bu konudan bahsetmiyor?” İlk çocuklarının doğumuyla birlikte tasasız hayatları kesintiye uğramış genç bir çifti anlatan Aramızda Bebek Var, genç bir annenin günlüğünden hareketle, hamilelik ve doğum tabusunu yıkıyor. Eliette Abecassis’in otobiyografik romanından uyarlanan ve ünlü Fransız yönetmen Rémi Bezançon’un üçüncü uzun metrajı olan bu sıcak ve hınzır film, prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yaptı.
Amerika'nın Boston kentinde 1980'lerde geçen hikayede, Jonathan banka soymaktan hüküm giymiş, hapishaneden çıktıktan sonra girdiği geçici işlerde tutunamadığı için beş parasız kalmış, evsiz bir adamdır. Oğlu Nick ise çocukluk günlerinden babasını hayal meyal hatırlamaktadır. Bir gün babasından hapisten çıktığına dair bir mektup alır ama onunla yeniden görüşmeyi istemez. Ama kaderden kaçınılmaz ve bir gün sosyal hizmetlere bağlı evsizler barınağında görevli olarak çalışan Nick'in karşısına babası kalacak bir yer istemek için çıkar...
, Max ve Ricky bir rock grubunda müzik yapmaktadırlar. Küçük yerlerde sahne alsalar da ünlü olmayı hayal etmektedirler. Parasız kaldıklarında bir tımarhanede çalışmak zorunda kalırlar. Fakat bir gece büyük bir fırtına tımarhanede elektriklerin kesilmesine yol açar. Merkezi sistemle kilitlenen kapılar açılır ve tımarhanede yaşayan hastaların hepsi ansızın serbest kalır.
büyük bir başarıyla canlandırdığı Mirabelle iki farklı erkekle tanıştığında Beverly Hills'de bir mağazada eldiven departmanında çalışan ve şöhret olmak isteyen çekici bir kadındır.Tanıştığı iki adamdan biri olan Jeremy son derece asosyaldir. Ray ise zengin bir iş adamıdır. Bu zeki, sıcak, komik ve modern aşk masalını izlediğinizde aşık olmaya engel olamayacaksınız.

17 Eylül 2012 Pazartesi

HAFTANIN FİLMLERİ 14 EYLÜL 2012


1-Diktatör (The Dictator)
2-Can Dostum(Intouchables)
3-Öbür Dünyadan(The Awakening)
O, ülkesine demokrasinin gelmesini engellemek için her koşulla, her engelle sonuna kadar mücadele eden ve direnen diktatör General Aladeen! Gerekirse ülkesinin dilinde yüzlerce sözcüğü kendi adıyla değiştirebilir ya da olimpiyatlarda şampiyon gelmek için her atleti vurabilir! Amerikan televizyon dünyasının çılgın Borat'ı Sacha Baron Cohen, son bombası Brüno'dan sonra "Diktatör" ile sinema perdesine dönüyor. Tiranlık kuran bir diktatörün yapabileceği ve neden olabileceği bütün saçma sapan olayları en absürt noktaya taşıyan filmin yönetmenliğini ve yapımcılığını önceki filmlerinde de beraber çalıştığı Larry Charles üstleniyor. Sacha Baron Cohen, Alec Berg, Jeff Schaffer ve David Mandel'dan oluşan kalabalık bir yazar kadrosuna sahip filmde Cohen dışında Megan Fox, Anna Faris, Ben Kingsley ve Jason Mantzoukas gibi isimleri görmek mümkün...
Geçirdiği kazadan sonra felç olan zengin aristokrat Philippe, cezaevinden çıkmış Driss’i bakıcısı olarak işe alır. Herkes Driss’in bu iş için uygun olmayacağını düşünürken, Philippe O’na inanır ve bir şans verir. Dünya dursa yan yana gelmeyecek olan bu iki karşıt dünya görüşünün çarpışmasının ve zamanla çılgın bir dostluğa dönüşmesinin, insanı derinden etkileyen hikâyesi.
İngiltere, 1921. I. Dünya Savaşı'nın yaşattığı acılar ve kayıplarla oldukça çok yara almış bir ülke. Travmatik acıların ortasında herkes doğaüstü güçlere inanma eğilimindeyken, Florence Cathcart adında sahtekarlıkları, asparagasları çözme ve 'hayaletleri yakalama' konusunda uzman bir kadın, bir şikayet üzerine taşrada yatılı bir okula gelir. Kendisine iletilen bilgilere göre okulda birden çok hayalet gezmekte, öğrencilere ve hademelere görünmektedir. Florence başta bunun rastladığı diğer vak'alar gibi bir oyunu olduğuna ve kendi yöntemleriylşe gerçeği ortaya çıkartacağına inanır. Fakat bildiği ve inandığı her şey, görünmeyen varlıkların kendilerini hissettirmesiyle alt üst olacaktır... Televizyon dizilerinin yazarı, yapımcısı ve yönetmeni olarak tanınan Nick Murphy ilk uzun metrajlı sinema filminin başrollerini Rebecca Hall, Dominic West paylaşıyor. Filmin senaryosunu Stephen Volk ile beraber kaleme alan Nick Murphy'nin Occupation drama dizisi ile bir de BAFTA ödülü bulunuyor...


11 Eylül 2012 Salı

HAFTANIN FİLMLERİ 11 EYLÜL 2012

1-BATTLESHIP 
2-GRİ KURT(The Grey) 
3-ŞEREF MADALYASI(Act Of Valor) 
4-PRENSES'İN MACERALARI(Mirror Mirror) 
5-YENİLMEZLER(The Avengers) 
6-TEKSAS ÖLÜM TARLASI(Texas Killing Filds) 
7-AŞK YEMİNİ(The Vow) 
8-BÜYÜK YARIŞ(The Big Year) 
9-KAFA AVCILARI(Headhunters) 
10-PARİSTE ÇILGIN MACERA(A Monster İn Paris)
Bir dönemin favori savaş oyunu olan Amiral Battı'nın hikayesinden uyarlanan filmde Teğmen Alex Hopper Amerikan ordusuna bağlı John Paul Jones savaş üssünde görevli bir subaydır. Hopper’ın ağabeyi Stone ise USS Sampson üssünün komutanıdır. Alex Hopper orduda görevli fizyoterapist Sam ile nişanlıdır ve Sam'in babası da iki erkek kardeşin kumandanı olan Amiral Shane'dir. Bu ekip dünyayı tehdit eden süper güçlere karşı 3 koldan, denizden, karadan ve havadan büyük bir hayatta kalma mücadelesi verecektir. Filmin yapımcılığını ve yönetmenliğini Hancock filminden tanıdığımız Peter Berg üstlenirken ortak yönetmenler ve yapımcılar arasında her biri aksiyon filmleriyle anılan Scott Stuber, Sarah Aubrey, Brian Goldner ve Duncan Henderson isimleri yer alıyor. Oyuncu kadrosunda ise Taylor Kitsch, Liam Neeson, Alexander Skarsgård, Brooklyn Decker ve Rihanna Asano gibi yıldız isimler var.
Alaska'da petrol sondajında çalışmak için görevlendirilen bir ekip, uçaklarının düşmesi sonucu bölgenin vahşi ve ıssız bir alanında mahsur kalırlar. Grubun başı olan Ottway (Liam Neeson), ekibin vahşi doğada aç kurtlara karşı hayatta kalabilmesi için elinden geleni yapmak zorundadır. Hem kaza sonrası aldıkları ölümcül yaralar, hem de insanı donduran hava koşulları karşısında kurtlara yem olmadan buradan kurtulabilecekler midir? Yapımcı, senarist ve yönetmen Joe Carnahan'ın son filmi olan yapımın baş rolünde en son Kimliksiz filminde Dr. Martin Harris rolüyle seyrettiğimiz karizmatik aktör Liam Neeson var. Amerika'da 2012 Ocak'ın da gösterime girmesi planlanan filmin senaryosunu ise Joe Carnahan, Ian Mackenzie Jeffers ile beraber kaleme almış.
Kaçırılmış bir CIA ajanını kurtarmak için elit bir deniz donanması oluşturulur...
Bu bildiğiniz Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalından biraz farklı, biraz çılgın, biraz masalın söylenmemiş tarafını anlatan bir uyarlama. En son Ölümsüzler ile seyrettiğimiz yönetmen Tarsem Singh'ın son işi olan yapım, kötü niyetli bir cadının (Julia Roberts), güzeller güzeli Pamuk Prensesi (Lily Collins) sürgüne gönderip, krallığın başına geçmesi bol mizahi bir dille aktarılıyor. Pamuk Prenses, ormanda tanıştığı Yedi Cücelerin yardımıyla tacını geri almayı başarabilecek mi? Peki Kötü Kraliçe Prens Andrew'u (Armie Hammer) kendisine aşık edip, evlenmeyi başarabilecek mi? Bu farklı uyarlama en çok Julia Roberts'ın mizah yüklü oyunculuğu ile öne çıkıyor...
SHIELD adıyla tanınan uluslararası barış örgütünün başındaki isim Nick Fury, tüm dünyanın güvenliğine karşı büyük bir tehdit oluşturan düşmanla karşı karşıya kalır. Fury, dünyayı yaklaşan bu felaketten kurtarmak için en cesur ve en 'süper' kahramanlardan oluşan bir ekip kurmak zorundadır... İlki 1963’te yayınlanan ve o günden sonra çizgi roman fanatiklerinin mabedi haline gelen Marvel’ın en sevilen serilerinden olan "The Avengers"ın sinema uyarlaması olan yapımda baş rolleri de efsanevi bir kadro paylaşıyor: Robert Downey Jr., Chris Evans, Mark Ruffalo, Chris Hemsworth, Scarlett Johansson, Jeremy Renner, Tom Hiddleston, Stellan Skarsgard ve Samuel L. Jackson’ın yer aldığı süper kahramanlar filmi Yenilmezler'in senarist ve yönetmen koltuğunda ise Joss Whedon oturuyor. Marvel'ın süper kahramanları Nick Fury, Hulk, Kaptan Amerika, Thor, Iron Man, Hawkeye ve Kara Dul'u (Black Widow) aynı karelerde göreceğimiz film bu yılın en gözde yapımları arasında.
Teksas eyaletinde yerel polis dedektiflerinden Mike Souder ve New York'tan gelen ortağı Brian Heigh, kadın kurbanlarının bedenlerini çalılıklara atan bir seri katilin izini sürerler. Şimdiye kadar bulunan 60 kadın cesedi vardır. Fakat kadın bedenine takıntılı bu seri katil bir anda yön değiştirir ve bu sefer kendisini izleyen polisleri hedef alır. Her cinayet mahallinde kendisinden bir iz bırakır ama dedektiflerden hep bir adım önde olmayı da başarır. Kasaba sakinlerinden Anne Sliger kaçırılınca, iki dedektif küçük kızı öldürmeden önce zamana karşı yarışacaktır. Senaryosunu Don Ferrarone'nin yazdığı ve yönetmenliğini Ami Canaan Mann'ın üstlendiği aksiyon-gerilim filmin başrollerini Sam Worthington ve Jeffrey Dean Morgan paylaşıyor. Yapımcılığını Michael Mann'ın üstlendiği film ABD'de ekim ayında vizyona girdi. Yabancı eleştirmenlerin puanı ise oldukça düşük...
Yeni evlenmiş birbirine aşık bir çift olan Paige ve Leo bir gece arabada evlerine dönerlerken, bir trafik kazası geçirirler. İkisi de sağ kurtulur fakat Paige 5 sene boyunca komada kalır. Her gün sevgili karısının uyanmasını bekleyen Leo, Paige komadan çıktığında ciddi bir şok yaşar. Zira Paige, ağır bir hafıza kaybına uğramıştır ve kazadan önceki hayatına dair çok az şey hatırlamaktadır. Leo şimdi her şeye yeniden başlayarak Paige'in sevgisini yeniden kazanmaya, bütün hatıralarını beraber yaşadıkları anları geri getirmeye çalışacaktır... Senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı televizyon filmi Grey Gardens ile Altın Küre ve Emmy ödüllerini kucaklayan yönetmen Michael Sucsy'nin ilk uzun metrajlı sinema filmi olan romantik yapımın başrollerini genç aktörler Channing Tatumve Rachel McAdams paylaşıyor...
Birbirine rakip olan üç farklı adam, Kuzey Amerika'nın en az rastlanan, nadir kuşlarını gözlemledikleri bir "kuş-izleme" yarışına katılırlar. Ama doğada karşılaştıkları her güçlük aslında günlük hayatlarından birer yansımadır. Mark Obmascik'in 1998 yılında yazdığı "The Big Year: A Tale of Man, Nature and Fowl Obsession," adlı kitaptan uyarlanan filmin baş rollerinde Owen Wilson, Jim Parsons ve Jack Black yer alıyor. Yönetmenliğini çeşitli televizyon dizilerinin de yönetmenliğini yapan ve sinemada adından Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada) ile söz ettiren David Frankel'ın üstlendiği filmin senaryo uyarlaması ise Howard Franklin'e ait
Norveç'in en başarılı beyin avcısı olan Roger kendi olanaklarının ötesinde lüks bir hayat yaşamaktadır ve bunu devam ettirebilmek için ikinci bir iş olarak sanat eseri hırsızlığı yapmaktadır. Bir galeri açılışında tanıştığı eski bir paralı asker olan Clas'ın nadide bulunan, değerli bir tabloya sahip olduğunu öğrendiğinde tabloyu ele geçirmek için herşeyini riske eder. Hazırladığı müthiş bir planla birlikte tabloya sahip olan yetenekli adam, peşine düşen deneyimli askerden kaçıp saklanmaya çalışacaktır.
1900'lü yılların bası, Paris... Bir bahçede yasayan canavar, çok güzel ve genç bir sarkıcı kıza asık olur. Icat düskünü kargo elemanı Raoul ile sinema asıgı arkadası Emile ve zıpır maymunberaber bir deney yapmaya koyulurlar. Her yana yayılan iksirlerin etkisiyle yanlıslıkla bir pireyi dev haline getirirler. 2 metre boyuna gelen bu sevimli dev pire kendini Paris’in sokaklarında korunmasız bulur. Güzel sarkıcı Lucille’in de yardımıyla yeni arkadaşlarını kötü kalpli sef Maynott’tan korumaya çalısırlar çünkü Maynott dev pireyi yakalayaıp söhret olma pesindedir. Bu arada Lucille, sevimli dev pirenin aynı zamanda çok iyi gitar çaldıgını kesfeder.

HAFTANIN FİLMLERİ 07 EYLÜL 2012


1-İÇİMDEKİ ŞEYTAN(The Devil ınscıe)
2-HAYALET KURTARMA OPERASYONU(The Great Gost Rescue)
3-SMS AŞKLARI(Sextuality)
4-CAN
5-KORSANLAR
1989 yılında acil yardım hattı Maria Rossi’den (Suzan Crowley) üç kişiyi vahşice öldürdüğünü belirten bir çağrı alır. Yirmi yıl sonra, kızı Isabella (Fernanda Andrade) o gece olanların peşine düşer. Annesinin akıl hastası mı olduğunu, yoksa kötü ruhlar tarafından mı ele geçirildiğini öğrenmek için, annesinin kilit altında tutulduğu, cezadan muaf akıl hastalarının yattığı İtalya’daki Centrino Hastanesi’ne gider. Isabella annesini iyileştirmek için, bilim ve dini birleştiren alışılmadık yöntemler kullanan iki genç şeytan çıkarıcıyla (Simon Quaterman ve Evan Helmuth) anlaşınca, hepsi Maria’yı ele geçiren son derece kuvvetli dört kötü ruh hâlindeki saf kötülükle karşı karşıya kalır.
enç hayalet Humphrey’in büyük bir sorunu vardir; ailesiyle birlikte yaşadiklari evden zorla çikartilinca, ne kalacak bir yerleri, ne de korkutabilecekleri birileri kalmiştir. Kendilerine yeni bir mekan aramaya başladiklarinda, yalniz olmadiklarini, insanlarin yeni alişveriş merkezleri kurabilmek için dünyadaki çoğu hayaleti zorla evlerinden, şatolarindan ya da malikanelerinden kovduğunu keşfederler. Ailesini ve diğer evsiz hayaletleri kurtarabilmek için Humphrey’in gerçek bir korku şölenine ihtiyaci vardir.
Modern dünyanın gerçeği sanal aşklar ve gerçek aşklar üzerine keyifli bir komedi...Blackberrry telefonlarıyla iki ayrı ilişki yürüten iki kişi, birbirlerine âşık olurlar. Birlikte olmak için ikisinin de sms ile yürüttükleri ilişkilerine son vermeleri gerekir.
Ayşe ve Cemal birbirlerini çok severek evlenmiş, maddi açıdan iyi-kötü geçinen mutlu bir çifttir. Fakat bir türlü çocukları olmaz. Normal yollardan çocuk sahibi olamayınca, Ayşe'nin karşı çıkışlarına rağmen Cemal, yasa dışı bir şekilde çocuk sahibi olur. Ayşe, Can adını verdikleri bu bebeği hiçbir zaman tam olarak sahiplenemez. Diğer yandan bu tutum yüzünden Cemal ile de arası gitgide açılacaktır; Cemal'in bir sene boyunca çabalaması sonuç vermez, nihayetinde evi terk eder. Ayşe şimdi Can ile tek başına kalır. Bir yandan tam annelik yapamadığı ve başından da atamadığı Can vardır, diğer yanda tek düze giden hayatından gitgide sıkılmıştır. Bir gün karşısına yeniden birlikte olabileceği bir adam çıkınca, Ayşe kağıt üstünde hala evli göründüğü Cemal ile yüzleşmek için onun karşısına çıkar...
Kaptan Korsan, "Yılın Korsanı" ödülünü almak için rakipleri Kara Bellamy ve Pala Bıyık Liz'i alt etmek zorundadır. Onları Kanlı Adalar'dan Viktorya İngilteresine uzanan zorlu bir yolculuk beklemektedir. Bu yolculuk boyunca Kaptan Korsan yanına şaşkın bir bilim adamını da alıp kötücül güçlere sahip bir kraliçeye karşı da mücadele veriyor. Ama bir korsanın en bğyğk tutkusunun macera olduğunu asla unutmadan! Gideon Defoe'nun aynı adlı çocuk kitabından gene yazar tarafından senaryolaştırılan filmin yönetmenliğini Peter Lord ve Jeff Newitt beraber üstleniyorlar. Filmin orijinal seslendirme kadrosunda ise Hugh Grant, Brendan Gleeson, Jeremy Piven, Brian Blessed gibi isimler yer alıyor. Türkçe dublaj kadrosunda ise Osman Alkaş, Murat Şen, Burcu Esmersoy ve Barış Özgenç gibi başarılı isimler yer alıyor.