18 Mayıs 2012 Cuma

HAFTANIN FİLMLERİ 18 MAYIS 2012

1-Sen Kimsin
2-Senden Bana Kalan(The Descendants)
3-Koruyucu(Machine Gun Preacher)
4-Dahi Prens(Geek Charming)
5-Don Juan
6-Bakıcı(The Sitter)
7-Max Maceraları Kralın Dönüşü
Tolga Çevik, ilk sinema filmi 'Hayırdır Tekin!' için "motor" demeye hazırlanıyor. Çevik, hikayesini  kendisinin yazdığı komedi filmi ile 24 Şubat 2012'de beyazperdede olacak.Tekin (Tolga Çevik) ve emekli trafik polisi yardımcısı İsmail Abi (Köksal Engür), kaybolan bir kızı bulmak için, hayatları pahasına her türlü tehlikeyi göze alır. Sıradan bir kayıp kız vakasının peşinde başlayan hikaye, hesaplaşmaların, oyun içinde oyunların geliştiği bir maceraya dönüşür. Kim masum, kim suçlu birbirine karışır. Hafiyelerimizin tek bir hatası vardır, o da kendi yöntemlerini kullanmak!Tolga Çevik'in başrolünü üstlendiği 'Hayırdır Tekin!' filminde, Köksal Engür, Toprak Sergen, Pelin Körmükçü ve Zeynep Özder rol alıyor.Yönetmenliğini Ozan Açıktan'ın yapacağı filmin çekimlerine ekim ayının ilk haftasında başlanacak. 6 haftada tamamlanması planlanan çekimlerin hazırlıkları 3 aydır sürüyor. 'Hayırdır Tekin!' prodüksiyonu, çekim teknikleri ve hikayesi ile sezonun iddialı filmlerinden biri. BKM filmin yapımcılığını üstlendiği filmin senaryosunu Tolga Çevik, Levent Pala ve Ozan Açıktan yazdı.
Toprak sahibi zengin bir baba olan Matt King (George Clooney), eşinin trajik bir bot kazası geçirmesinden sonra,  geride kalan iki kızı ile ilişkisinin hiç de hayal ettiği gibi olmadığını farkeder. Matt, kızları ile olan ilişkisini düzeltmeye kararlıdır fakat gittikçe kötüye giden akıl sağlığı onun için hayatı oldukça zorlaştıracaktır.
Sam Childers isimli eski bir çete üyesinin Tanrı'yı bulduktan sonra Sudan'a gidip yetim çocuklar için savaşıp onlara bir yetimhane kurmasını konu alıyor. Hell’s Angel üyesi bir uyuşturucu satıcısıyken birden içi Tanrı sevgisiyle dolan ve Sudan'a bir iyi niyet elçisiymiş gibi gidip elinde bazukayla yetimleri koruyan Sam Childers karakteriyle Butler, Sudan'ın ve bugün neredeyse tüm Afrika'nın neden bu halde olduğunu bile araştırma gereği duymayan emperyalist beyaz adamın vicdanını rahatlattığı klişe bir rolle karşımıza çıkıyor.
Llos Angeles eyaletindeki bir okulda oldukça popüler biri olan Dylan Schoenfield, çoğu insanın isteyipte erişemediği birçok şeye sahiptir. Yakışıklı bir erkek arkadaşı, herkesçe bilinen popüler dostları ve herkesin imrenerek baktığı yeni bir çantayası vardır. Fakat günün birinde kaza sonucu Serge Sanchez o meşhur çantayı düşürünce komik olaylar zinciri başlamış olur.
Son derece saygın bir doktor olan ancak kariyerinin sonuna gelen psikiyatr Jack Miller (Marlon Brando) emekliliğine on gün kala, en son ve en zorlu vakasını üstlenir. Bu kişi dünyanın en büyük aşığı olan, binlerce kadını baştan çıkartmış Don Juan'dan (Johnny Depp) başkası değildir. Yanılsamalar içindeki hastasını değerlendirip tedavi etmek için Mickler'ın sadece on günü vardır. Fakat Don Juan'ın aşk, tutku ve romantizm dolu muhteşem öyküleri Dr. Mickler'ı cezbeder. Kendi yaşamını sorgulamaya ve eşiyle (Faye Dunaway) arasında uzun zaman önce sönen kıvılcımı yeniden tutuşturmaya çalışan Mickler, tedavi ettiği kişinin gerçek Don Juan olduğuna sonunda ikna olacaktır...
Küçük yaşta çok büyük bir aile içi travma geçiren ve Sosyal Hizmetler tarafından büyütülen Abby, çok mutlu bir ailenin yanında yatılı olarak çocuk bakıcılığı yapmaya başlar. Başlarda her şey yolunda gitmektedir. Çocuklar genç kızı çok sevmiştir, Abby ise her ihtiyaç duyulduğunda hem çocukların hem de ailenin yaşamını kolaylaştırmak için oradadır. Fakat anne Megan iş hayatı yüzünden birtakım sorunlar yaşadığı eşinin kendisinden gittikçe uzaklaştığını hisseder. Küçük çocuklar ise Abby’ye giderek daha fazla bağlanmaya başlamıştır. Eşi Carter’ın iş ortağı ile komşuları Mel’in ölümü, Megan’ın yaşadığı gerilimi iyice tırmandırır. Artık, evlerine ve hayatlarına aniden giren bu güzel ve çekici bakıcının gerçekte kim olduğunu araştırma vakti gelmiştir. Fakat ortaya çıkacak gerçekler tüm ailenin özellikle de Megan’ın hayatını tehlikeye sokacaktır. Çünkü Abby, kalbindeki tutkulu aşkı ve bir aile kurma hayalleri ile asla göründüğü kadar masum değildir.
Kahraman, korkusuz ve mücadeleci kimliğiyle çıktığı heyecan dolu yolculukta, dostlarını da yanına alarak kararlı bir şekilde ilerleyen Aslan Max, tüm çocukları ve içindeki çocuğu ortaya çıkarmak isteyen herkesi sinema salonlarında macerayla buluşturacak. Sezen Aksu’nun Kraliçe’yi seslendirdiği filmde, Yekta Kopan Max’ı, Özge Özpirinçci Max’ın en yakın arkadaşı Leena’yı, Alpay Şayhan ise Yavru Fil’i seslendiriyor. Engin Altan Düzyatan’ın tok sesiyle tüm görkemini beyaz perdeye yansıtan Gölgelerin Efendisi, Max ve arkadaşlarının karşısına aşmaları gereken türlü zorluklar çıkaracak.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder